Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Komisyonu Başkan Yardımcısı Mehmet Uçum, şunları söyledi: “Anayasa Mahkemesi’nin aynı konudaki son iki talebi görevsizlikten ‘reddetmesi’ gerekirken, Anayasa’nın 85. maddesini açıkça ihlal etmiş oldu. Anayasa’nın kendi içtihadını hiçe sayarak “karara yer olmadığına karar vererek”.
Uçum, Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin talebi ve Atalay’ın avukatlarının Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi yönündeki yeni talebi hakkında karar verilmesine gerek olmadığına karar vermesinin ardından bir açıklama yaptı.
X hesabına ilişkin açıklama yapan Uçum, Anayasa Mahkemesi’nin “Anayasa’ya aykırı tutumunu sürdürdüğünü” belirtti.
Uçum’un açıklamasının tamamı şöyle:
«’Kesin mahkûmiyet veya kısıtlama nedeniyle milletvekili görevinden alıkonulmayı düzenleyen Anayasa’nın 84. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Anayasa’nın 85. maddesi kapsamında Anayasa Mahkemesine başvuru imkanı tanınmamıştır.’
Bu ifade, Anayasa Mahkemesi’nin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde nihai kararın okunmasının ardından görevden alınan, daha önce mahkum olan üç milletvekilinin milletvekilleri için Anayasa Mahkemesi’ne sunulan talepleri aynen reddeden üç ayrı kararda yazılmasına neden oldu. yetkisizlik nedeniyle.
Anayasa Mahkemesi’nin aynı konuyla ilgili son iki itirazı yetkisizlik nedeniyle “reddetmesi” gerekirken, kendi içtihadını hiçe sayarak Anayasa’nın 85. maddesini açıkça ihlal ederek “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde karar vermesi gerekiyordu.
Son olarak süreç tamamlanıyor. Ancak Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun Anayasa’ya uygun ret kararı vermek yerine keyfi bir yaklaşımla aldığı bu kararlar manidardır. Bu kararları alarak Anayasa Mahkemesi’nin çoğunluğu Meclis’te yapılan düşme törenini tanımadığımızı belirtiyor.
Anayasa Mahkemesi çoğunluğu bu kararların gerekçesinde ne yazarsa yazsın, Anayasayı ve Türkiye Büyük Millet Meclisini tanımayanlar bu kararları kanunlaştıramaz, meşrulaştıramaz.
Bu ve benzeri kararları veren Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun üyelerinin, bırakın sıradan yargı makamlarını, Anayasa’nın üzerinde konumlanmaları tamamen keyfidir. Anayasa Mahkemesi’nin bu yaklaşımı benimseyen üyelere karşı hem Anayasa’yı hem de Anayasa Mahkemesi’ni koruma görevi vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu görevi yerine getireceğine inancımız tamdır.”